top of page
Yazarın fotoğrafıenyeni.online

“NASIL DÜŞÜNÜYORSAK ÖYLE NEFES ALIYORUZ NASIL NEFES ALIYORSAK DA ÖYLE DÜŞÜNÜYORUZ”

“DNA’LARIMIZDA YEDİ KUŞAK ÖNCESİNDEN GELEN KODLAR VAR VE BİZ O KODLARA NEFES EŞLİĞİNDE OLUMLAMALAR SÖYLEYEREK DEĞİŞTİRME GÜCÜNE SAHİBİZ”

Günümüzde nefes terapisi konusunda araştırmalar yapılıyor, kitaplar, makaleler yazılıyor; seminerler, workshop’lar düzenleniyor. Nefes Terapisti Semiha Çil “Nefes mucizedir” diyor. Nefes terapisini her deneyimleyen de “Böyle bir şey yok!” diyor. Nefes terapisti yaşam koçlarına göre nefes; sadece hayatta kalmak için gerekli havayı içimize çektiğimiz doğal bir aktivite değil, çok daha fazlası… Çünkü nefes terapisinin sadece fiziksel değil, duygusal ve ruhsal anlamda da pozitif etkileri var. Semiha Çil, bunu çok daha öteye taşıyarak gerçek mucizesinden DNA kodlarımızı nefes terapisi sırasında değiştirebildiğimizden bahsediyor. “DNA’larımızda yedi kuşak öncesinden gelen kodlar var. Ve biz o kodları nefes eşliğinde olumlamalar söyleyerek değiştirme gücüne sahibiz.” diyor. İnanılmaz bir şey değil mi? Artık biliyoruz ki tüm hastalıkların oluşumunun altında zihinsel ve duygusal nedenler var. Bugün nefes terapisi, her yaştan ve her meslek grubundan kişinin başvurduğu, kolay uygulandığı gibi mucizevi sonuçlar da veren harika bir yöntem. Nefes ve nefes terapisini bu konuda eğitim Türkiye’de Hindistan’da eğitimler almış başarılı nefes terapilerini danışanları ile uzun süredir deneyimleyen bir isim olan Nefes ve Yaşam Koçu Semiha Çil’den dinlemeye ne dersiniz?


Semiha Hanım öncelikle sizi yakından tanıyabilir miyiz? Nefes Terapisti olmaya nasıl karar verdiniz?

Uzun süre yurt dışında kaldım eğitimimi orada tamamladım. Üç çocuk annesiyim. 2006 yılında evlilik yaparak tıp camiasının içine girdim. Eşim doktordu bir hastane yönetiyordu. Ben de iş yerlerine iş sağlığı ve iş güvenliği veren bir şirket kurdum o şirketi yönettim. 2015 yılında nefes koçluğuna başladım. Çünkü Türkiye’ye uyum sağlamakta zorluk çekiyordum. Almanya ile Türkiye arasında inanılmaz bir fark var. Burada musluklardan akan su bile beni rahatsız ediyordu. Taksici eline hortumu almış arabasını yıkıyor; ben bu sahneyi görünce çıldırıyordum. Çünkü Almanya’da bir kova suyu bile sokağa dökseniz 100 Euro cezası var. Tabi bu sırada zorlandığım için depresyon ilacı kullanmaya başladım. Türkiye’ye geldikten sonra astım hastası oldum. Ben kuralcı değilim ama faydalı kurallara uyan biriyim. Ve net olmak, fiyatlarda bile. Türkiye’de alışveriş yaparken aynı malın fiyatlandırılması konusunda bile sıkıntı çektim. Almanya’da kendini güvende hissediyorsun. Demokratik bir ülkedesiniz, polis çok önemli bir güç orada. Kural derken bu tarz durumları kastediyorum. Depresyon hapı sonra astım hastalığı derken tüm bunlar hayat kalitemi bozdu. Bir doktorumuz vardı. Doktorumuzda önemli bir değişiklik gördüm birden. Çok stresli biriyken birden son derece sakin biri oldu. Bu değişimi onda görünce eşime ne oldu bizim İbrahim Bey’e diye sordum. Eşim bana “Nefes seansına gönderdim” dedi. Ben de gitmek istiyorum dedim. Beni bir eğitime yönlendirdi Emir Akıl ile Mucizeler Kursu diye. Din değil din üstü bir şey. Size sadece farkındalığı anlatıyor. Ben önce ona başladım. Sonra nefes kampına gittim on seansta ne astım kaldı ne depresyon kaldı ne korkular kaldı. Ben yeniden uyandım. Ve de bu bir mucize ben bunu öğrenmeliyim dedim. O sırada sorumluluklarım var işle ilgili imza yetkisi bende. Ama gözüm hiçbir şeyi görmedi İstanbul’a geldim eğitimleri aldım. Baktım önü çok açık sonra Hindistan’a gittim üstüne değişik eğitimlerle tam olduğumu hissettiğimde de işimi her şeyi bıraktım Çeşme’ye yerleştim ve Nefes Terapi’yi aşkla yapmaya başladım.


Nefes Terapisti Semiha ÇİL

Nefes Terapi en anlaşılır şekilde söylerseniz, nedir?

Bu zamana kadar pek çok kişiyle çalıştım. Herkesten çok olumlu geri dönüşümler yaşıyorum. Manevi olarak muhteşem duygular yaşıyorum. Şunu söylemeliyim ki önce bu işi ben kendim için kendi manevi tarafım için yapıyorum. İnsanların bu fizyolojik, psikolojik ve ruhsal dönüşümünü gördüğümde ben çok mutlu oluyorum. Bu dünyada iyi bir şey yapmış olmak, bir insanın hayatına dokunabilip ona bir şeyleri fark ettirebilmek beni müthiş derecede tatmin ediyor.


Bugün bu uyanışa bu farkındalıklara eskisinden çok daha fazla ihtiyacımız var öyle değil mi?

Kesinlikle… Pandemi olmadan önce benim bir gurubum vardı ben onlarla fiziksel, zihinsel ve ruhsal çalışmalar yaptık. Şimdi hepsi bana teşekkür ediyor bu dönemi o kadar güzel atlattılar ki. Ve o kadar da geliştiler ki. Hiçbir şekilde bir sorun yaşamadan hatta mutlu bir şekilde bugünlere kadar geldiler.


“BU KADAR ÇOK TAKVİYE İLAÇ KULLANMAYA BANA SORARSANIZ HİÇ GEREK YOK. ÇÜNKÜ HÜCREDE YETERLİ OKSİJEN YOKSA HASTALIKLAR BAŞLIYOR”

Pandemi de doktorlar hep takviye ilaçlardan bahsettiler. Evet bu takviyelerde önemli ama sizce insanlar Covid-19 ile mücadelede ya da geçirdikten sonra bir daha yakalanmamak gibi durumlar için nefes terapi alsa ne gibi faydası olur biraz anlatabilir misiniz?

Bu kadar çok takviye ilaç kullanmaya bana sorarsanız hiç gerek yok. Her şeyin başı oksijen. Hücrede yeterli oksijen yoksa zaten hastalıklar başlıyor. Nefes kapasiteniz arttıkça ciğerleriniz açılıyor. Ciğerleriniz açıldıkça ruhsal olarak korku kaygı endişeler azalıyor. Her şey titreşimse her şey bir frekans ise hastalığında bir firekansı bir titreşimi var. Eğer kişinin frekansı ve titreşimi yüksekse o hastalık kişiye ulaşamıyor. Şu anda en büyük sıkıntı bence akciğerlere etkisi kadar sonrasında kalbe yapacağı etki beyne atabileceği bir pıhtı aynı zamanda. Nefesle bizim damarlarımız açılıyor. Oksijen damarları açıyor. Fiziksel olarak inanılmaz faydası olur. Oksijen hücreleri canlandırıyor. Hücreler her gün yenileniyor ve o hücreler nefesle canlandığında da sürekli tazelenme kendini yenileme oluyor. İşte bu sayede hastalık o anda orada kalamıyor ve derine inemiyor.



“NEFES TERAPİ YAŞLANMAYI ÖNLÜYOR”

Hücrelerin yenilenmesi deyince kadınların yaşı söylenmez ama sizin yaşınıza inanmak mümkün değil. Bunu nefes koçluğunuza borçlusunuz herhalde. Nefes Terapi yaşlanmayı önlüyor diyebilir miyiz?

Evet, kesinlikle diyebiliriz. Beni görüyorsunuz. 50 yaşındayım. Ve %100 nefes terapi sayesinde yaşımı göstermiyorum çok sağlıklı ve zindeyim. Beni görenler ne yiyorsun, ne yaptırıyorsun, ne kullanıyorsun diye soruyorlar. İnanın hiçbir yerime hiçbir şey yaptırmadım. Yaptırma ihtiyacı da duymuyorum. En güzeli de hiç enerjim bitmiyor. Şu dönemde çok üzücü olaylar da geçirdim. Oğlum Almanya’da trafik kazası geçirdi. İki ay yoğun bakımda kaldı. Yüzde yüz özürlü olacak derken bir mucize oldu birçok şeyiyle düzeldi şu an sadece yürüyemiyor. İnanın ona seanslar yaptım rehabilitasyon merkezinde. Doktorlar annen ne iş yapıyor diye soruyorlardı oğluma. Biz bu kadar kısa sürede iyileşen bir hasta görmedik dediler. Ya sen çok ekstrem bir çocuksun ya da biz bir mucize görüyoruz şu an dediler. Allah beni aslında yıllardır bugünlere hazırlamış. Bu süreci çok güzel yönetebildim. Çünkü iki çocuğum daha var ve başka sorumluluklarımda var. Biz üç çocuk ve anne olarak bu durumu çok güzel yönettik.


“ARTIK NEFES ALMANYA’DA HASTANELERDE TEDAVİ YÖNTEMİ OLARAK KABUL EDİLMİŞ VE UYGULANIR DURUMDA”

Kızınızda fizyoterapist bildiğim kadarıyla. Size de büyük destek öyle değil mi?

Evet kızımda fizyoterapistliği bitirdi. Tam mastır yapıyordu kardeşi kaza geçirdiği sırada şimdi de tezini hazırlıyor. Bu süreçte kızım kardeşine en büyük destek. Ayrıca bana da çok büyük destek. Artık nefes Almanya’da hastanelerde tedavi yöntemi olarak kabul edilmiş ve uygulanır durumda.


Evet biraz da bu önemli husustan bahsedebilir misiniz? Bilim nesef terapiyi nasıl kullanıyor?

Almanya’da tedavi sürecinde uygulanıyor. Yoğun bakım hastalarına ilk müdahale eden fizyoterapistler nefesle müdahale ediyorlar. Örneğin karnındaysa operasyon nefes çalıştırarak hücreleri çok hızlı bir şekilde iyileştiriyorlar. Benim kızım çalıştığı hastanelerde yoğun bakımdan çıkan hastalara fizyoterapist olarak ilk nefes çalıştıran kişi. Nefes bizim beynimizdeki zihnimizdeki olumsuz düşünceleri de olumluya çeviriyor. Oksijen hızlı bir şekilde beyindeki glikozu şekeri yaktığı için negatif düşünceler pozitife dönüşüyor.



“ÇOCUKLUĞUMUZDA YAŞADIĞIMIZ TRAVMALARI YÜZDE YÜZ TEDAVİ EDİYOR”

Siz bunları söylemişken hemen sormak istiyorum hangi hastalıklarda çok etkili olduğunu gördünüz?

Çocukluğumuzda yaşadığımız travmaları yüzde yüz tedavi ediyor. Biz 3 yaşına kadar doğal nefes alıyoruz. Doğal nefes nedir? Bebekleri izlerseniz kendiliğinde karınları iner çıkar. Kedi köpeklerde de dikkat ederseniz böyledir. Eğer kedi köpeğiniz varsa zaten doğal nefes alıyorsunuzdur. Bize ihtiyaç yok. J Neden o hayvanlar koşulsuz sevgi içindeler ve hep sadece andalar. Onlara dokunduğumuzda inanılmaz pozitif bir enerji alıyoruz. Siz onlar gibi doğal nefes aldığınızda bir, sadece anda olacaksınız, iki bedeninizin salgıladığı negatif enerji pozitife dönüşecek. İnanılmaz bir rahatlama, iyileşme ve güzelleşme hissedeceksiniz. Yani o zaman biz de kedi köpeklerin yaydığı gibi çok güzel ve pozitif bir enerji yayıyor olacağız. İşte nefes bu kadar güçlü.


Neden doğal nefes almayı bırakıyoruz? Niye böyle bir şey oluyor?

Üç yaşına kadar doğal nefes alıyoruz ve ne zaman ki bu dünyayı algılamaya başlıyoruz iş düşünce boyutuna geçtiğinde nefesimiz bozuluyor. Nefesimiz bozulmakla kalmıyor enerji merkezlerimiz bozuluyor.



“HAYATTA HER ŞEY DENGE ÜZERİNE KURULU. BU DENGE, NEFES BOZULUNCA BOZULUYOR. BİRBİRİMİZLE DE BU YÜZDEN BİR TÜRLÜ AYNI FREKANSTA OLUP ANLAŞAMIYORUZ”

Siz çaba nefesi diyorsunuz mesela… Ne gibi nefes alışverişlerimiz var?

Mesela aşkla ilgili sevgiyle ilgili alışverişlerde bir travma yaşadığımızda nefesimizi göğsümüzde tutuyoruz. Göğüs nefesimizi tuttuğumuzda orada bir blokaj oluyor ve orası kapanıyor. Ya da biz Türkler olarak kadına öyle yükler yüklüyoruz ki anne saçını süpürge eder, eştir yuvayı dişi kuş yapar, kadındır her şeye katlanır, susar diye. Bu sefer bir genç kız bir kadın ne yapıyor, tüm bunlarla baş edebilmek için sürekli göğüs nefesi alıyor. Nasıl yoruluyor o göğsümüz. Oysaki her şey denge… Hayat içerisinde koşturma koşturma koşturma. Tabi ki erkeklere de farklı sorumluluklar veriliyor. Artık sevgiyi her şeyi unutuyor hayatın içinde var olmak için öyle bir çabayla nefes alıyor ki o da karın nefesi. Al ver al ver ne oluyor? Ruh inanılmaz yoruluyor. Bir yerden sonra kalp krizleri hastalıklar geliyor. Ve tabi kadınların erkeklerden beklediği duygusallıkta bu arada kayboluyor. Bu sefer alma verme dengesi bozuluyor. Kadınlar sadece vermeyi erkekler de sadece almayı öğreniyor. Denge bitiyor. Bu dünya denge üzerine kurulu olduğu için erkek ve kadındaki denge bozulunca bütün evren de bozuluyor. Birbirimizle de bu yüzden bir türlü aynı frekansta olup anlaşamıyoruz. Nefes işte bu kadar önemli.



Bir de bir frekansa gelmek oradan düşmek diyoruz. Onu da bir anlatır mısınız?

Gündem de bu pozitif enerji negatif enerji diye anlatılsa da maddenin bir titreşimi bir frekansı olduğunu biliyoruz. Kişi nefesi bağlantılı, düzenli, aktif almaya başladığında yaşam enerjisi ortaya çıkıyor. Bu da kişiyi pozitif düşünceye yönlendiriyor. Bu olunca da sürekli hayattan zevk alıyorsunuz, mutlusunuz. Bu mutluluk sizin hayatınıza çevrenize yansıyor. Sevgiyle aşkla yaptığınız bir yemek nasıl lezzetli oluyorsa siz de aynen öyle lezzetli oluyorsunuz. Ve her şey güzelleşiyor bu da frekansınıza, titreşiminize yansıyor. Auranıza yansıyan olumlu enerji genişliyor ve siz olumlu düşündükçe olumluyu çekmeye başlıyorsunuz.


İnsanlar nefes koçunun önemini ne olduğunu çok iyi bilmiyorlar. Aslında doğru ellerde değilseniz riskleri de var. Biraz bundan bahsedebilir miyiz?

Doğru ellerde olmalısınız bu çok önemli. Karın nefesini getirmeye çalışıyoruz, o karın nefesi gelmeden bırakırsan orada daha çok sıkışıklık yaratıyorsun. Çok hassas noktaları var. Çok bilinçli olmak emin olmak lazım. Kontrolü hiçbir şekilde bırakmamak lazım. İşin ehemmiyetinin farkında olmak lazım, bunlar çok çok önemli.


“NASIL DÜŞÜNÜYORSAK ÖYLE NEFES ALIYORUZ NASIL NEFES ALIYORSAK DA ÖYLE DÜŞÜNÜYORUZ”

Seansınız kaç dakika sürüyor. Biraz seans ortamınızı anlatır mısınız?

Bedenimiz bir makine. Bunu en iyi çocuklar biliyor aslında. Mesela, bir çocuk Melisa acıktı der. Çünkü makinası bedeni acıktı Melisa’nın. Her şey senin yansıman ve baktığında sen. Ama o da sen değilsin. Aslında çocuklar o kadar güzel rehberler ki bize. Bir kulak versek bir dinlesek… Hepimizin bir kullanma kılavuzu var seanstan önce kullanma klavuzlarını çıkarıyorum ve karakter analizlerini yapıyorum. Nasıl düşünüyorsak öyle nefes alıyoruz nasıl nefes alıyorsak da öyle düşünüyoruz. Zaten karakter analizini yaparken nasıl nefes aldığını da hemen anlıyorum. Ardından zihnindeki blokajları konuşuyoruz. Sonra da neye ihtiyacı varsa onu buluyoruz. O ihtiyacı geldiğinde ne hissedecek? Kilit soru da bu. Orada da niyeti belirleyip nefese, seansa geçiyorum. Kişilerin çok derin yaraları olabiliyor o esnada da bu yaraları ortaya çıkabiliyor. Seansta tüm bunları yönetiyorum. O nedenle doğru ellerde olmak çok önemli. Çünkü bazen seans 2,5 saat sürebiliyor. Nefes öyle bir güç ki seansta açığa çıkan enerji o evi o binayı kaplayacak kadar açılıyor öyle büyük şifalanma bu. Ben bunu çok kez yaşıyorum. Bir ortama girdiğimde insanlar etrafıma doluşuyor. Mutlaka benimle konuşmak hatta dokunmak istiyor. Kalp gözüm açık, duru görüm var bu sayede seansta net olarak her şeyi görebiliyorum. Allah’a inanıyorum inandığım için de hep gönülden temas halindeyim. Seans sırasında da onunla bir oluyorum. Ve ben düzenli meditasyon yapıyorum. Ve yaptırıyorum da. Meditasyon yapmak düşüncenin üstüne çıkmak. Ve evrenle bağlantıya giriyorsunuz. Zaten o an ihtiyacınız olan şey size anında geliyor. Geldiği içinde karşımdaki kişiyi daha iyi analiz edebiliyorum. Neye ihtiyacı olduğunu o anda nasıl bir olumlama söylemem gerektiğini en çok neresiyle çalışmam gerektiğini evrenle bütünleştiğim için rahatlıkla yapabiliyorum. Nefes evinizi temizlemek gibi aslında hepimizin de nefesle bedenimizi temizlememiz tıkanıklıkları açmamız gerekiyor. Çok severek aşkla yapıyorum.


Deneyimlerinizden yola çıkarak söylerseniz, genelde insanlar seanslarınızda hangi olumlamalara ihtiyaç duyuyorlar?

İnsanlarda hep suçluluk, suçlanma var. Bir de mükemmeliyetçilik var. Aslında suç yok hata yok. Zaten özümüzde saf sevgiyle var olduk. Bir de çocukluğumuzdan gelen kalıplarımız çok. Ebeveynlerimiz tarafından bize empoze edilmiş düşünce kalıpları var. Günahlar, sevaplar çok. Bir de yanına travmalarımız ekleniyor. Bunları giderecek olumlamalar yapıyorum.


“DNA’LARIMIZDA YEDİ KUŞAK ÖNCESİNDEN GELEN KODLAR VAR VE BİZ O KODLARA NEFES EŞLİĞİNDE OLUMLAMALAR SÖYLEYEREK DEĞİŞTİRME GÜCÜNE SAHİBİZ”

O anda DNA’mıza ne oluyor? Siz böyle bir şey de söylüyorsunuz?

Evet sonuçta her şeyin başı atom. Şöyle söyleyeyim… Bir tane elma çekirdeğini dikiyoruz. Oradan o elma tatlı elmaysa tatlı elma ekşi elma ise ekşi elma oluyor. O biliyor mu kendinin ne olacağını, bilmiyor. İşte bizim DNA’larımızda da yedi kuşak öncesinden gelen kodlar var. Her şey kodlu. Ve biz o kodlara olumlamalar söyleyerek değiştirme gücüne sahibiz. İşte bunu nefes eşliğinde yapabiliyoruz. Solunum kaslarımızı tekrar programlıyoruz. İşte nefes mucizedir dediğimiz şey bu. Bunu deneyimlemeden anlamak mümkün değil.


“RUHUMUZDAKİ HASTALIKLAR İYİ Kİ BEDENİMİZE NÜKSEDİYOR DA RUHUMUZDAKİ HASTALIKLARIN FARKINA VARABİLİYORUZ”

Hastalıklar da böyle geliyor bedenimize değil mi?

Evet ama bu arada iyi ki hastalıklar var. Ruhumuzdaki hastalıklar iyi ki bedenimize nüksediyor da ruhumuzdaki hastalıkların farkına varabiliyoruz. Ben kanseri atlattım. Mutluydum bile oldum diye. O kadar bu dünyanın kirlenmişliğinden rahatsızdım ki ifade edemiyordum. Güzel olmayı anlatamıyordum gösteremiyordum. Tek amacım güzellikleri anlatmak göstermekti. Bir türlü güzelleştirmeyi başaramıyordum ve hastalandım. Sonra bir baktım ki kendimi gösterme çabasındaymışım. Beni görsünler beni fark etsinler. O sırada ki uğraşmalarımda hücrelerimde oluşan bozukluklardan dolayı kanser oldum. Ve ben bunu çok kolay atlattım. Bir yol arıyordum ve bu hastalık sürecinin üzerine bu yolu da nefeste buldum. Ve yıllarca aradığım yol da nefesmiş onu gördüm.


Aldığınız diğer eğitimleriniz de bunu tamamladı herhalde…

Ben nefesin dışında çok eğitim aldım. Sadece nefes koçu değilim. Yaşam koçuyum. NLP eğitimi aldı. Silva eğitimi aldım. Reiki aldım. Meditasyon sertifikası aldım. Hindistan’a gittim. Orada meditasyon kamplarına katıldım.


Hindistan’da neler hissettiniz?

Meditasyon, düşüncenin üstüne çıkmaktır. Düşüncenin üstüne çıktığınızda da bir ses sizinle konuşuyor. Ama kalbinize konuşuyor. Hindistan’dayken o ses çok yükseldi. Kalbim resmen konuşuyordu benimle. Ve ben orada çok uzun süre kalacaktım. Ama gelen ses “Geldiğin yere dön. Aradığın orada” dedi. Asıl yolculuğum buradaymış. Onu da buldum hemen mesajları geldi.


Opmerkingen


bottom of page