ALTIN ÇAĞINI YAŞAYAN
YÜZ SERUMLARI
Hazırlayan: Esra SAYIN
Özellikle son zamanlarda çoğumuzun algısı yüz serumlarından yana… Mevsimsel geçişler, devam eden pandemi döneminin cildimizde bıraktığı etkiler derken, cilt bakımında serumlar “altın çağını” yaşıyor. Yüz serumları cildin nemi muhafaza etmesine yardımcı olmak için nemlendirici bileşenler ile doludur. Gelin birlikte yüz serumlarıyla ilgili tüm sorularımızı bu yazıda okuyalım. Bakalım son zamanların ön plana çıkan serumları bize neler vadediyor…
Yüz serumu çok kısa anlatımla; cildimizi temizledikten sonra, nemlendirmeden önce cildimize uygulayabileceğimiz, güçlü içerikleriyle doğrudan cildimize etki eden cilt bakım ürünleridir. Günlük kullanılan nemlendiricilerin yeterli olmadığı durumlarda cildimizin derinlerine inerek, cildi nemlendirir. Yüz serumu konusunu daha kolay öğrenmek için dilerseniz soru cevap olarak ilerleyelim. İşte size soru cevap şeklinde yüz serumları, faydaları, kısaca kullanma kılavuzu…
Yüz serumlarını hangi yaşta kullanmalıyım?
Cilt özelinde birçok farklı faktör olsa da 30’lu yaşlar, yaşlanmanın ilk belirtilerinin olduğu yaşlardır. Hücre yenilenmesinin yavaşlaması, ince çizgilerin kendini gösterdiği, güneşin zararlı etkilerinin ortaya çıkmaya başlaması… Kolajen ve elastan üretimi de azaldığı için cilt eski dolgunluğunu kaybeder. 20’li yaşlara oranla daha az ışıltılı görünen bir cilde sahip olursunuz. Özellikle nemsizlik etkileri bu yaşlarda başladığı için cildinizin ihtiyacına göre yüz serumlarını kullanmak gerekir. Uzmanlar, 25 yaşından itibaren herkesin serum kullanabileceğini belirtiyorlar.
Serumlarla kremler arasındaki fark nedir?
Yüz serumları, cildin nemi muhafaza etmesine yardımcı olmak için nemlendirici bileşenler (hyaluronik asit, seramitler) ile doludur. Cilt bakım serumları içerisinde, kremlerin neredeyse 10 katı etken madde bulunur. Nemlendirici kremle, cildi nemlendirme konusunda daha zengindir ve tüm nemi içeride tutmak için cildin üzerinde bir bariyer oluşturur. Kremlerden daha ufak moleküllü oldukları için daha derine emilirler. Bu sebeple hem serum hem de gündüz/gece kremi kullanmak daha etkilidir.
Yüz serumunun çeşitleri
var mıdır?
Cildin yapısına göre birçok çeşit serum var. Kırışıklık karşıtı cilt bakım serumu, leke giderici serum, yağ dengeleyici cilt bakım serumu, nemlendirici cilt bakım serumu, aydınlatıcı cilt bakım serumu, yatıştırıcı serum gibi… İçerisinde giderilmek istenen soruna göre peptitler, hyalüronik asit, kolajen, minareller, Q10, hücre yenileyici ya da bozulan hücreyi toparlayıcı, içerikler de bulunur.
Yüz serumlarını nasıl kullanmalıyız?
Serumları hem sabah ve akşam temizlenmiş cilde, nemlendiriciden önce kullanmalıyız. Elbette yaşımız ve cilt tipimize uygun olanları. Üründe belirtilen miktarda serumu parmak uçlarıyla hafif tampon hareketlerle sürülür.
Yüz serumları nasıl saklanır?
Serumları hem sabah ve akşam temizlenmiş cilde, nemlendiriciden önce kullanmalıyız. Elbette yaşımız ve cilt tipimize uygun olanları. Üründe belirtilen miktarda serumu parmak uçlarıyla hafif tampon hareketlerle sürülür.
Jowaé Kırışıklık Karşıtı Göz Çevresi Serumu
Her yaşın ve cilt tipinin kullanımına uygun Jowaé Kırşıklık Karşıtı Göz Çevresi Serum, göz çevresindeki kırışıklık ve ince çizgi görünümünü azaltıyor. Pürüzsüzleştirici hyalüronik asit ve yorgunluk belirtilerine karşıetkili ekstresi ile göz çevresindeki yaşlanma etkilerine etki ederek cildinizi gençleştiriyor. Jel krem yapısı sayesinde cilt tarafından kolayca emilirken parfümsüz yapısıyla da göz çevresi hassasiyetine önem veriyor.
The Organic Pharmacy Stabilised Vitamin C Serumu
§ Cilde sıkılık ve aydınlık sağlarken aynı zamanda kırışıklık karşıtı bakımda yapar. %91 organik cilt bakım serumunun içeriğinde yer alan greyfurt yağı ve cadı fındığı C vitamini serumunu benzerlerinin aksine derinlemesine etki sağlar. Lekeli ve olgun ciltlerin en büyük dostu olan Stabilised Vitamin C, cilt tonu düzenlenmesinde ve donuk cildi aydınlatma konusunda da önemli rol oynuyor. Günde 1 veya 2 kere temiz ve nemli bir cilde bir tam damla olarak yukarıdan aşağıya masajla uygulandığında düzenli kullanım sonrası hızla değişim görülür.
Yves Rocher-Sebo Vegetal Yağ Dengeleyici Ultra Likit Anti-Oksidan Serum
Karma ve yağlı ciltlere özel çok hafif yapılı konsantre serum, cildin yağ dengesini kontrol altına alarak anti-oksidan etkisi ile sebum fazlalığını emer ve yağlı görünümünün dengelenmesini sağlar. Tıkanık gözenekleri açmaya ve gözeneklerin görünümünü azaltmaya yardımcıdır. %97 bitkisel içeriği ile yağlı cilt dokusunu arındırıp matlaştırır. Sabah akşam göz çevresi hariç tüm yüze avuç içerisinde ısıtılarak uygulanıyor.
Avon Anew Pürüzsüz görünüm veren serum
§ Saf retinolle derin kırışıklıkların görünümünü azaltarak pürüzsüz bil cilde kavuşun. Anew Genç görünüm veren serum tetra peptitlerle yüzün genç bir görünüm kazanmasını sağlayan serum.
Atelier Rebul Pre+Postbiotic Hyaluronic Serum
%93,45 doğal içerikli, Hyaluronik asit ve E vitamini ile zenginleştirilmiş, gerçek Pre+Postbiyotik içerikli ultra nemlendirici serum, cildinizi derinlemesine nemlendirirken, daha pürüzsüz ve dolgun bir cilde sahip olmanıza yardımcı oluyor. Düşük molekül ağırlığı ile cilde daha iyi nüfuz eden Hyaluronik Asit içeriği sayesinde etkili nemlendirme sağlıyor ve nemsizlik kaynaklı kırışıklıkların görünümünün azalmasını sağlıyor.
Neutrogena Leke Giderici Serum
C Vitamini ve retinol formülüyle leke 1 hafta gibi kısa bir kısa sürede azalıyor. Düzenli kullanımında ışıltılı ve daha genç görünen bir cilt sunar. Tüm cilt tonlarına uygundur.
ANTİK ÇİN’DEN GÜNÜMÜZE
GÜZELLİK RİTÜELLERİ
ASYALI KADINLARIN
Yazar: Esra SAYIN
Cildimizi korumak, nemlendirmek ve yaş aldıkça olabilecek her türlü sıkıntıyı önceden öngörebilmek aslında her kadının en önemli mirası… Asya kadınları bildiğimiz gibi bu konuda oldukça alt yapılı ve bilinçli… Hepimiz için güzellik önce ciltten ve cilt temizliğinden başlayan bir yaşam tarzı haline gelmeli. Beslenmemizden tutun da yapılan spora, uyku düzenimize, hangi saatlerde güneşe çıktığımıza kadar holistik olarak bir bütün. İşte tüm bu kuralları harfi harfine yerine getiren kadınlar ise ileriki yıllarda ektiklerini biçecekler.
Her kadının ritüeli farklıdır. Fakat cildi doğru ve derinlemesine temizlemek ve nemlendirmek ise hepimizin ortak noktası. Cildinizin gerçek anlamda nemlenmeye ihtiyaç duyduğunu, dudaklarınız haber verir. Eğer cildiniz kurumaya başlıyorsa bilin ki ilk önce dudaklarınız size sinyal vererek kuramaya başlıyor. Buradan cildinizin nem oranının azaldığını ve nemlendirme vakti geldiğini anlayabilirsiniz. Gelin birlikte Antik Çin’den Asyalı kadınlara kadar onların önem verdiği güzellik uygulamalarını keşfedelim…
GUA SHA
Asyalı Kadınların Güzellik Sırrı
Cildimizi nemlendirmek ya da cilt kalitesini artırmak için birçok yazı bulunuyor. Bu yazıda biraz daha farklı ve son zamanlarda bir hayli ön plana çıkan birkaç dipnotu sizlerle paylaşmak istedim. Birçok alışveriş sitesinde satılan Gua Sha illaki radarınıza girmiştir. Peki nedir bu Gua Sha taşı ve faydaları? Gua Sha taşı aslında Çin asıllı özellikle Asyalı kadınların en önde gelen güzellik sırlarından birisi. Gua Sha, derinin altına giren kan dolaşımını arttırarak iyileşmeyi hızlandırmasına dayanıyor.
Kemik, kristal, yeşim ya da boynuzdan yapılan geometrik şekilli ve kenarları yumuşak Gua Sha taşı ile yapılan masaj, vücudun tüm bölgelerine uygulanabiliyor. Özellikle sırt, göğüs ve bacaklarda kan dolaşımını arttırarak organlara giden oksijen miktarını arttıran teknik, özellikle yüz ve boyun bölgesinde de oldukça etkili. Yüzdeki kan dolaşımını ve enerjiyi artırdığı da söyleniyor. Gua Sha taşlarıyla ilgili size minik notlar çıkarttık, bakın bakalım nasıl kullanılıyor, ne işe yarıyor…
-
Sabah uyandığınızda buzdolabında muhafaza ettiğiniz Gua Sha taşlarını, yüzünüzde oluşan ödem ya da şişliğin inmesi için kullanabilirsiniz.
-
Taşları kullanırken yapmanız gereken tek şey çok hafif bir baskı uygulayarak, yüzünüzde oluşan ufak kırışıklıkları açarak ve aynı zamanda kaslarınıza masaj uygulayarak hem kan dolaşımınızı hızlandırmanızı sağlamak.
-
Cildinizin çok daha canlı ve parlak görünmesini sağlayan bu taşlar, düzenli uygularsanız Anti-Aging etkisi de yapıyor.
-
Gua Sha taşı ile yapacağınız ilk masaj uygulamasında yüzünüzün kızarması çok normal. Uygulama sonrasında serum ya da maskenin çok daha etkili olduğunu göreceksiniz.
-
Gua Sha taşını kullanmayı düşünüyorsanız gerçekten özellikle boyun bölgenize de aktif bir şekilde kullanabilirsiniz. Çok gergin ve stresli bir dönemden geçiyorsanız, mutlaka her gün boynunuza bu masajı uygulamanızı tavsiye ederim. Lenf drenajı masajı uygulamak istiyorum diyorsanız Gua Sha taşını öneririm.
-
Farklı bölgelerde uygulanan Gua Sha, farklı şekillerde ve boylarda bulunabiliyor. Yuvarlak kıvrımlardan keskin hatlara kadar değişen Gua Sha şekillerini kaşınız ve çeneniz etrafında rahatla kullanabilirsiniz. Genelde yeşim veya pembe kuvars kristallerinden yapılıyor.
Antik Çin’e Dayanan Güzellik Uygulamaları
Son dönemlerde hayatımıza giren kişisel gelişim ve alternatif tıp yöntemleri arasında olan Jade Roller’ları güzellik rutininize dahil etmeye hazır mısınız? Gua Sha’dan da önce birçoğumuzun dikkatini çeken Jade Roller, en basit hali ile bir silindirin ucuna yerleştirilen yeşim taşı. Antik Çin’e dayanan bu güzellik uygulaması asırlardır pozitif ki enerjisi ve yüz rahatlaması için kullanılıyor. Bu güzellik ürününü de yüzünüzde, boynunuzda ve göz çevrenizde lenfatik masaj olarak uygulayabiliyorsunuz. Jade Roller ile ilgili de minik bilgileri sizlerle paylaşmak istedik…
-
Lenflerinize drenaj yapan Jade Roller, vücudunuzun sıvı dengesini düzenliyor.
-
Vücudunuzdaki sıvı atıklarını dokularınızdan uzaklaştırarak kalbinize yönlendiren Jade Roller, sıvı döngüsünü güçlendiriyor.
-
Yüzünüzün ortasından başlayıp dışarı doğru yanaklarınıza uyguladığınız bu ürünü, kaşlarınız, alnınız ve çeneniz etrafında gezdirebilirsiniz. Küçük kısmıyla da göz çevrenize uygulama yapabilirsiniz.
KURU FIRÇALAMA
Kuru fırçalama tekniği Asya’da yüzyıllardır kullanılan bir yöntem. Bir fırça yardımıyla kuru cildinizi fırçalayarak kan akışınızı hızlandırabilirsiniz. Böylece ciltteki kolajen salgılanır ve kolajen desteği ile de yaşlanma gecikir. Selülit için de faydalı bir uygulamadır.
unutmadan!
YEŞİL ÇAY
Çin’li kadınlar yaşlarına rağmen genç görünmelerini bu çaya borçlular. Hem kilo verdiriyor hem de antioksidan özelliğiyle vücudu arındırıyor. Sağlıklı yaşamın ön önemli parçası olan yeşil çay, bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Yeşil Çay içerikli birçok maske ya da cilt ürünü de son zamanlarda bir hayli ön plana çıktı
ÜZÜM YAĞI MASKESİ
Uzak Doğu’da yaşayan kadınlar, üzüm yağı maskesi sayesinde daha hızlı uzayan ışıltılı saçlara sahip. Üzümün doğal antioksidan özelliğinden yararlanmak için siz de bu yağı saç derisine sürebilirsiniz. Buna ek olarak üzüm yağının saçlar üzerinde nemlendirici ve yumuşatıcı bir etkisi olduğunu da belirtelim.
HORMONLARIMIZ VE BİZ
Kendimize iyi bakmanın önem kazandığı bu günlerde siz de uyku düzensizliği ya da uykusuzluk çekiyor musunuz?
Gerçek anlamda sağlıklı olabilmek için iyi beslenmenin ve düzenli egzersiz yapmanın yanında yeterli sürelerde uyumak da çok önemli. Geceleri uykuya dalamamak, sık sık uyanmak ya da hiç uyuyamamak belki de birçoğumuzun ortak sıkıntısı. Aslında sadece uyuyamamak değil konumuz, aşırı mutlu olmak ya da kendimizi depresyonda hissetmek, stresli olmak ya da agresif bir ruha bürünmek… Bütün bunların altında yatan bir sebep de hormonlarımız…
İşte hayatımızdaki hormonlar ve bize etkisi! Gelin birlikte keşfedelim…
Yazar: Esra SAYIN
Son zamanlarda yaşadığımız bu süreç, hepimizin hayatına farklı bir noktaya götürüyor. Çoğumuz bu dönemi kendimize yönelik çalışmalarla yukarda tutarken, birçoğumuz da depresif bir halde negatif bir ruh haliyle kendimizi bir girdaba sokuyoruz. Öncelikle ilk değinmemiz gereken konu uykusuzluksa, Melatonin hormonunu keşfetmekle konumuza girelim.
melatonin,
yani uyku hormonu olarak da adlandırabiliriz… Melatonin havanın kararmasıyla birlikte salgılanmaya başlıyor ve bizi uyku haline programlıyor. Gün içinde ise üretimi azalıyor. Aslında çok özetle, biyolojik saatimiz melatonin tarafından yönlendiriliyor. Beyinde sadece geceleri ve karanlıkta salgılanıyor. Doğal uykuyu sağlıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Spor yaparak kan şekerini dengelemek, bu hormonun daha düzenli salgılanmasını sağlıyor. Düzenli olarak aynı saatte uyumaya gayret gösterin. Unutmayın bu hormon, akşam 21.00-22.00 saatleri arasında artmaya başlayıp gece 02.00-04.00 saatleri arasında doruk noktasına ulaşıyor ve sabah 05.00'ten sonra azalıyor. Eğer ki bu saatler arasında uykunuz yoksa da yatakta yatarak uykunuzun gelmesini sağlayabilirsiniz. Melatonin açısından en zengin meyve olan vişne bu özelliğiyle uyku sorunundan şikayetçi olan kişilere için ideal. Fındık ve ceviz de doğal melatonin kaynağı olarak öne çıkıyor.
serotonin,
yani mutluluk hormonu… Uykuyu, enerjiyi, ruh halini ve iştahı düzenleyen bu hormon da özellikle evde kaldığımız bu dönemde en çok ihtiyacımız olan hormonlardan biri. Düşük serotonin miktarı, sinirli, huzursuz ve depresif ruh hallerine neden olabiliyor. Temel aminoasitlerden biri olan triptofan, serotonin yapımında kullanılan tek besin maddesidir. Triptofan açısından zengin gıdaları merak ediyorsanız; hindi eti, süt, peynir, yoğurt, kırmızı et, yumurta, soya fasülyesi, badem. Uzmanlar dingin bir zihin için her gün bir avuç kadar fındık fıstık tüketmemizi öneriyor. Çikolata ve muz da elbette en önemlilerinden. Özellikle bu dönemde seratoninin artması için evde yapabildiğiniz kadar spor da yapabilirsiniz.
dopamin,
Kısaca beyinde birçok işlevi olan önemli bir kimyasal habercidir. Ödül, motivasyon, hafıza, dikkat ve hatta vücut hareketlerini düzenlemede rolü bulunuyor. Ruh halinin sıfırı tüketmesi, dopamin eksikliğinin bir göstergesi. Bir şeyleri yapma isteğinizin ve enerjinizin az olduğu dönemlerde ihtiyaç duyarsınız. Tam da bu dönemde… Dopamini yükseltmenin en basit yolu hareket etmek. Sosyal mesafeyi koruyarak her gün yarım saat yürümek size iyi gelecektir. Ayrıca yağlı deniz balığı veya fındık, fıstığın içindeki Omega 3 yağ asitleri, dopamin üretimi için vazgeçilmez bir madde. Protein tüketmek, daha az doymuş yağ tüketmek, sık sık egzersiz yapabilmek, yeterince uyuyabilmek, müzik dinlemek, güneş ışığı alabilmek de size verebileceğimiz ipuçları arasında bulunuyor.
Güzellik Yazarımız Esra SAYIN'ın diğer yazıları için
KENDİMİZ İÇİN YAPABİLECEĞİMİZ
MİNİK AMA ETKİLİ YÖNTEMLER!
KORONA GÜNLERİNDE
Gündemimizde olan Korona Virüsü nedeniyle vaktimizi evde geçiriyoruz. Sağlıklı günler de pek yakında gelecek. Bu dönemde hem sağlığımızı, hem de psikolojilerimizi koruyan yeni yöntemleri de keşfetmemiz gerekiyor. İyi hissetmeyen kadın, kendini güzel hissedebilir mi? İyi hissetmek bu dönemde hepimizin hakkı. Çünkü iyi hissetmek çevremizdekileri de yukarı çıkarır. Böylelikle bu yoğun ve yorucu günleri de evimizde en iyi şekilde atlatabiliriz. Amaç elbette güzel görünmekten öte, kendimizi iyi hissedebilmek ve psikolojimizi düzeltebilmek… Bir diğer taraftan da çoğumuz vakit bulup birçok işi göz ardı ediyorduk. Bu süreçte pozitif düşünerek, arka plana attığımız her işimizi de yapabiliriz.
Gelin birlikte “kendimiz” için evde yapabileceğimiz minik ama etkili yöntemleri keşfedelim… Unutmayın bir kadın kendini iyi hissederse, çevresine de faydalı olur kendisine de… Önemli olan siz ve sağlığınız…
Hazırlayan: Esra SAYIN
Evdeki Doğal Malzemeleri Keşfedin…
Bakım ritüelinizi en doğal yollarla tamamlamaktan yanaysanız, evinizde rahatlıkla hazırlayıp uygulayabileceğiniz birçok formül bulunuyor.
Sebze ve meyvelerin etkilerini henüz keşfetmediyseniz işte size bir fırsat… Elbette düzenli olarak kullandığınız kremlerinizi sürmeye devam etmelisiniz fakat bir
yandan da yiyebileceğiniz sebze ve meyvelerin
cilde ve vücuda da etkisini öğrenebilirsiniz.
1.
Buhar banyosu her zaman cilde iyi gelir… Yarım greyfurtun suyu, 3 damla limon yağı, 3 damla buğday yağı, 2 sap taze biberiye ve 2 litre kaynar su ile cildinize buhar banyosu yapabilirsiniz.
Geniş bir kaba önce suyu sonra da diğer malzemeleri ekleyebilirsiniz. Geniş bir havlu ile başınızı kapatıp kaba doğru eğilerek buhar banyosu yapın. Öncesinde peeling de yapabilirsiniz. Bu sistemi haftada 1 ya da 2 kez yaparsanız cildinize çok iyi gelecektir.
2.
Ciltteki gözeneklere iyi gelen diğer bir şey ise avokadolu bir maske hazırlamak. Avokado nemlendirme, yumurta beyazları cilt hücrelerini güçlendirme, limon içindeki asitler gözenekleri sıkılaştırma özelliğine sahip. Bu yiyeceklerin faydalarından yararlanmak için bir avokadonun yarısı, bir adet yumurta beyazı ve bir çay kaşığı limon suyunu karıştırın ve oluşturduğunuz maskeyi yüzünüze 20 dakika süreyle uygulayın.
3.
Balın inanılmaz bir anti-bakteriyel özelliği vardır. Özellikle cildi sivilceli olanlar için çok değerli. Son zamanlarda bir hayli karşımıza çıkan Manuka balı da özellikle akne ve sivilcelere karşı kullanılıyor. Ayrıca yüz şişkinliklerinin ve kızarıklıklarının giderilmesinde oldukça etkili. Sizin yapmanız gereken sadece; cildinizi pürüzsüz hale getirecek olan manuka balından bir ya da iki yemek kaşığını yüzünüze sürmeniz. 10 dakika bekletin ve sonra bol su ile yıkayın…
4.
"Body scrub"ları evde daha doğal bir şekilde hazırlayabilirsiniz. Şekeri, Hindistan cevizi yağı ya da zeytinyağıyla birlikte karıştırın. Dilerseniz içine kahve, salatalık, lavanta yağı gibi ekstra malzemeler de katabilirsiniz. Sonra elde ettiğiniz karışımı vücudunuza sürerek cildinizin pürüzsüz olmasını sağlayın.
5.
Parlak ve temiz bir cilt için yoğurt, bal ve limon maskesi bir yandan keyifli diğer yandan da faydalı. 1 yemek kaşığı yoğurt, bir çay kaşığı bal ve 1 çay kaşığı limon suyunu karıştırın, cildinize sürün. 20 dakika bekleyin ve ılık suyla yıkayın.
6.
4 kaşık yoğurdu, yarım limonun suyu ile iyice karıştırın ve karışımı cildinize sürün. 10 dakika bekleyin ve ılık suyla yıkayın. Yağlı ciltler için bu yoğurt ve limon maskesi hem siyah noktalardan cildinizi arındırıyor hem de cildinizi daha pürüzsüz bir hale getiriyor.
Probiyotikler Sadece
Bağırsaklarımız İçin Değil…
Son zamanlarda hem bağışıklık sistemimizi hem de bağırsak floramıza fayda sağlayan probiyotiklerle ilgili oldukça bilinçlendik. Bu iyi bakterilere artık oldukça hakimiz. Peki probiyotikleri güzelliğimiz için kullanabildiğimizi biliyor muydunuz? Cilt bariyerini güçlendiren ve çevresel zararlara karşı savaş açan probiyotikli ürünler, birçok markanın da ön plana çıkarttığı güzellik iksirlerinden. Yediğimiz yoğurt veya içtiğimiz kefirden farklı olarak, cilt bakım ürünlerindeki probiyotikler, bakterilerin kendisini değil fermente edilmiş ekstrelerini içeriyor.
---
Hava kirliliği, stres ve dış etkenlerin cilt yaşlanmasını hızlandırdığını düşünecek olursak, aslında şehirde yaşayan herkesin cildin koruma kalkanı olan probiyotiklerin faydalarından yararlanması öneriliyor. Cildin sağlıklı pH dengesini koruyan ve cilt bariyerini güçlendiren lipidlerin üretimini destekleyen bu iyi bakteriler, hassas ciltler ya da akneli ciltler için de oldukça tercih ediliyor.
Sizin için birkaç markanın ürünlerini sıraladık…
Atelier Rebul Pre Probiyotikli Süt Serum
Atelier Rebul’un süt serumu, yenilikçi probiyotik teknolojisi ile geliştirilmiş. İçeriğindeki gerçek pre+probiyotiklerin çok yönlü etkinliği, sağlıklı cilt florası için iyi bakteri popülasyonunu arttırmaya yardımcı oluyor.
Beauty Omelette Onarıcı Yüz Bakım Kremi
Yoğun bir koruma ve onarma kalkanı olarak karşımıza çıkan Beauty Omelette Onarıcı Bakım Kremi’nin en önemli başrol oyuncuları probiyotik ve ginseng. Bu zengin içerik sayesinde ciltteki çil, leke, yorgunluk, kolajen azalması gibi sorunlarla mücadele ediyor
Vichy Slow Age Günlük Bakım Kremi
Vichy Slow Age Günlük Bakım Kremi; içeriğindeki probiyotik türevi bifidus, antioksidan ekstresi baicalin, Vichy Termal Suyu ve UV filtrelerini bir araya getirerek cildi bir koruma kalkanı gibi çevrelemeyi amaçlıyor. Leke, kırışıklık, sıkılık kaybı bu yeni formül kremin ilk hedefleri arasında. Özellikle içeriğindeki hyalüronik asit sayesinde cildin kolajen yapısını onararak özellikle kuruya dönük ciltleri rahatlatmaya yardımcı oluyor.
Darphin Exquisage Beauty Revealing Cream
Darphin Exquisage Beauty Revealing Cream, İçeriğindeki probiyotik teknoloji sayesinde cildin doğal koruma mekanizmasını geliştiren, kırışıklık görünümünü yumuşatan ve cildi sıkılaştıran bakım kreminin, kolajen üretimini artırdığı testlerle kanıtlanmış. Arpa, domates, ayçiçeği ve salatalık karışımıyla cildin nem seviyesini dengeleyen krem, yorgunluk izlerine sebep olan dış etkenlere karşı koruma sağlıyor.
Kendimize Not!
1
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için yeterli ve dengeli beslenmek önemlidir. Bağışıklığımızı güçlü tutmamızı sağlamalıyız. Protein, karbonhidrat, esansiyel yağ asitleri, posa, vitamin ve mineraller bakımından yeterli ve dengeli beslenmek güçlü bir bağışıklık sistemi için önemlidir.
2
Özellikle bu dönem, mevsiminde taze meyve sebze tüketmek çok önemli. Taze meyve-sebze tüketimi antioksidan, vitamin-mineral alımı açısından da ön planda. Vitamin kaybı olmaması açısından meyve doğrandığında bekletilmeden tüketilmeli, sebzeler ise çiğ ya da az su ile pişirilerek yenmelidir
3
Mineral ve vitaminler vücudumuzun savunma sistemi için gereklidir. Kivi, turunçgiller, ananas, kuşburnu gibi meyvelerin yanı sıra maydanoz, roka, karnabahar, lahana, domates, ıspanak, brokoli ve Brüksel lahanası gibi sebzeler de C vitamini açısından zengindir. C vitamini vücudumuzun enfeksiyonlara karşı savaşmasında güçlü bir antioksidandır.
4
Bunun yanında A ve E vitaminleri de diğer antioksidan vitaminlerdendir. Yağlı tohumlar ve bitkisel yağlar E vitamininden zengindir. Balık yağı, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler ve sarı-turuncu besinlerde bulunan A vitamininin, bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli
rol oynar.
5
D vitamini, B grubu vitaminleri (özellikle B12 vitamini ) ve minerallerden çinko, demir, selenyum da bağışıklık sisteminin desteklenmesi ve dengelenmesinde önemli rol oynar. Toksinlerin vücuttan atılması, sindirim sisteminin temizlenmesi ve hastalıklardan korunmak için günde en az 10-12 bardak su içmeye özen gösterilmelidir.
Esra SAYIN
Makyaj Malzemelerinizin
Son Kullanma Tarihini
Biliyor musunuz?
Alışveriş tüm kadınlar için önemli bir konu. Ne alırsak alalım, önceden listelerin yapıldığı, ihtiyaçların belirlendiği, titizlikle zaman ayrıldığı ve keyif alındığı alışveriş günleri… Gıda ürünlerinde tüketim tarihi konusuna dikkat ettiğiniz gibi makyaj malzemelerinin de son tüketim tarihlerini biliyor musunuz? Birçok kozmetik ürünün ambalajında son kullanma tarihi olsa da bazı makyaj malzemelerinde bu son kullanım tarihi çok dikkat çekici olmadığı için gözden kaçabiliyor. Belki de çoğumuz makyaj ürünlerimizin son kullanma tarihlerini bile bilmiyoruz.
O zaman gelin hep birlikte alışverişten keyif aldığımız kadar bu konuyu da öğrenerek, dikkatli birer tüketici olarak gönül rahatlığıyla ürünlerimizi kullanalım. Şimdi bir fincan çay eşliğinde, arkanıza yaslanın ve kozmetik ürünlerin son kullanım tarihi ile ilgili yazımızı okuyun. Unutmayın, zamanı geçmiş makyaj ürünleri sağlık açısından riskler barındırdığı için dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur.
-
Her şey gibi makyaj malzemelerinin de bir kullanım süresi var. Ancak yapılan araştırmalara göre sadece 4 kadından 1’i makyaj malzemelerinin son kullanma tarihlerine dikkat ediyor. Hatta süresi geçtikten sonra uzun yıllar kullanma devam ediyor. Oysa tarihi geçen kozmetik malzemelerinin yol açtığı bakteriler ve toksinler çok ciddi hastalıklara yol açabiliyor. Örneğin tarihi geçmiş bir göz kalemi ya da fondöten ciddi enfeksiyonlara neden oluyor.
-
Ürünlerin raf ömrüne dikkat edin!
Kullandığımız kozmetik ürünleri de tükettiğimiz gıdalar kadar fresh ve taze olmalı…
Ürünlerin son kullanım tarihleri ambalajları üzerinde belirtiliyor. Başka önemli bir nokta ise açıldıktan sonra ürünü kullanabileceğiniz süreyi gösteren PAO (Period After Opening/ açıldıktan sonraki raf ömrü) işareti. Bu işaret kapağı açık kavanoz resminin içinde sayı ve “M” harfinden oluşuyor. Kavanoz şeklinin içinde “3M” yazıyorsa bu ürünün açıldıktan sonra 3 ay içinde tüketilmesi gerektiğini gösteriyor. Havayla teması söz konusu olmayan ambalaj türlerinde bu sembolün bulunmuyor. Spreyli ürünler, su içermeyen yağ bazlı ürünler, parfümler, sıcak dolum yapılan rujlarda bu işarete rastlamamak normal. Çünkü bu ürünler son kullanma tarihleri geçtikten sonra fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulması nedeniyle aynı performansı sergilemezler. Renk ve kokuda değişimler gösterebilirler.
Hangi ürünün ömrü ne kadar?
Oje: 36 ay
Göz farı: 12 ay
Ruj: 18 ay
Maskara: 6 ay
Fondöten: 12 ay
Allık: 18 ay
Eyeliner: 6 ay
Göz kalemi: 24 ay
Kapatıcı: 6 ay
Pudra: 24 ay
Dudak kalemi: 12 ay
Makyaj Fırçaları | essence what the fake!Hacim ve uzatma etkisi... | Fenty BeautyMascara |
---|---|---|
M.A.CMineralize Eye . Shadow | NARSGÖZ FARI | HUDAEYELINER |
M.A.CRUJ |
-
Peki makyaj ürünlerinizin bozulduğunu nasıl anlarsınız? Bu konuda çok kesin sınırlar olmamakla birlikte bozulan ürünlerdeki değişimler şöyle gözlemlenebilir;
Fondöten: Kıvamı eskiye oranla daha koyulaşır, uygularken topakçıklar oluşur, renginde ve kokusunda değişiklikler meydana gelir. Fondöteninizin uzun ömürlü olmasını istiyorsanız her kullanımdan sonra ağzını silmenizi ve sıkıca kapatmanızı tavsiye ederiz. Ayrıca fondöteninizi ışıklı, sıcak ve nemli ortamlarda bırakmayınız.
Maskara: Genellikle son kullanma süresi geçmiş maskaralarda kuruma ve zor sürülme durumu söz konusu olur. Kurumuş maskaralara su ya da kolonya gibi bir tam çözücüler eklemek son derece yanlıştır. Göz sağlığını tehdit edecek bu gibi yanlışlar asla yapmayın.
Ruj: Renk ve kokuları değişir, yumuşar ve yağlanır. Rujlarınızın daha uzun ömürlü olmasını istiyorsanız aşırı sıcak ve soğuk ortamlardan uzak tutunuz.
Oje: Akıcılığını yitirip koyulaşır, renk verici madde solüsyondan ayrılıp şişenin dibine çöker, rengi değişir, parlaklığını yitirir. Her kullanımdan sonra şişenin ağzını temizlemeyi unutmayın.
-
Saklama Koşulları Önemli
İyi saklanmayan kozmetik ürünler etkinliklerini daha kısa sürede kaybedebiliyor. Ürünün üzerinde belirtilen özel bir saklama koşulu var ise buna dikkat etmelisiniz.
-
Özel bir saklama koşulu belirtilmemişse genel olarak kozmetik ürünler oda sıcaklığında saklanmalı, aşırı sıcak ve soğuktan, nemden korunmalıdır.
-
Özellikle makyaj malzemeleri kişinin kendi kullanımında olmalıdır. Örneğin, ruj, maskara gibi makyaj ürünlerinin başkalarıyla paylaşılmaması önemlidir. Ürünlerin kullanıldıktan sonra kapaklarının kapalı tutulması mikrobiyal olarak da kirlenmesinin önüne geçecektir.
-
Kozmetik ürünlerin uygulanması sırasında kullanılacak fırça, sünger ya da ped gibi yardımcı malzemelerin doğru hijyenik koşullarda temizlenmesi hem mikrobiyolojik olarak kirlenme riskini azaltacaktır hem de ürünün bozulmamasını sağlayacaktır.
NOT: Kozmetik ürünleri de tıpkı kıyafetler gibi düzenli olarak temizlenmesi gerekli…
*Fırçaları 2 haftada bir yıkayın. Süngerleri ise her kullanımdan sonra mutlaka yıkayın.
*Kullandığınız ürünü açık bırakmayın. Kapağını mutlaka sıkı sıkı kapatın.
* Fırçaları nemli havlu gibi yerlerin üzerine bırakmayın.
*Ürünler, aşırı sıcağa maruz kalmamalı. Aynı zamanda kozmetik ürünleri, banyo gibi nem oranının yüksek olduğu yerlerde de bırakılmamalı.
*Göz kalemlerini düzenli olarak temizlenmiş kalemtıraş yardımıyla açın. Böylece üzerinde bakterilerin oluşumunu ve olası göz enfeksiyonlarını engellemiş olursunuz.
*Kozmetik malzemelerini kullanmadan önce mutlaka ellerinizi yıkayın.
*Kozmetik malzemelerinizi başkalarıyla paylaşmayın.
*Rengi ve kokusunda değişiklik fark ettiyseniz hemen atın.
*Ürünü en son ne zaman kullandığınız hatırlamıyorsanız, bir daha kullanmayın.
Kendiniz Olmaya Karar Verdiğiniz An,
GÜZELLEŞİRSİNİZ!
Esra SAYIN
Hemen hemen hepimizin yeni yıldan büyük beklentileri oluyor. Sağlık, mutluluk ve huzurun yanı sıra, yeni yollar arıyoruz. Coco Chanel’in dediği gibi; “Kendiniz olmaya karar verdiğiniz an, güzelleşirsiniz.” Güzellik sadece bir kavramdan öte, kendinizi içten ve dıştan iyi hissetmenin en güzel yoludur. Sağlığımızı içten destekleyen besinler ve gıda takviyeleri 2020 yılında oldukça revaçta. Fakat elbette cildimiz için de birçok yeni trend bulunuyor. Gelin birlikte 2020’nin iç ve dış güzelliğimize kattıkları neler olacak, birlikte keşfedelim…
Cilt güzelliği trendleri
Yılın en büyük cilt trendi; temiz ve nefes alan ten görünümü. Ağır makyajlar, katman katman kullanılan ürünler artık hayatımızda olmayacak. Bu konuya belki de en çok hassas ciltler sevinecek. Cildinizi hafif örten bir fondöten veya renkli nemlendirici ile tamamladığınızda ciltler temiz ve gözenekler tıkanmamış görünecek. Birçoğumuz hala kontür olayını çözemese de, işte bu haber de en çok onları sevindirecek çünkü; 2020 yılında ağır kontür uygulamaları artık olmayacak. Madem konuya ciltten başladık, minik notlarla cildimiz için bu yıl neler ön planda, neler listemizde olmalı bir bakalım…
-
Son yıllarda her şey kişiselleştiriliyor. Elbette kozmetik ürünleri de bu trendi devam ettiriyor. Cilt bakımında kişiselleştirilmiş ürünlerin yılı olacak. Aynı kremin her kişiye, her cilt tipine aynı etkiyi vermediğini idrak eden markalar, birer bire kişiselleştirilmiş ürünlere yöneliyor. Örneğin aynı kremin farklı serum opsiyonları oluyor ve kremi satın alırken kendinize uygun olanı satın alarak kreminize karıştırıyorsunuz.
-
Bu yılın hormonu melatonin… Melatonin, yani bildiğimiz uyku diğer adıyla karanlıklar hormonu. Biyoritmimizi ve uykumuzu düzene sokan melatonin hormonu eksikliğinde, birçok etken ortaya çıkmaktadır. Melatonin hormonu eksikliği sıkıntı ve depresyonu tetiklemekte, oluşan bu durum eksikliğin daha da artmasına yol açarak kısır bir döngü oluşturabilmektedir. Hücre yenilenmesini hızlandıran ve yaşlanmayı geciktiren uyku hormonu cilt bakım ürünlerinin en önemli ve trend bileşeni haline geliyor. Hücre yenilenmesini hızlandıran ve yaşlılığı geciktiren uyku hormonu içerikli kremler ile güzellik uykusu uyumaya gerek kalmayacak.
-
Smart Skin Care trendini bu yıl oldukça duyacağız. Görülebilen sensörler cildin PH seviyesini ve güneşe bağlı oluşan leke ve cilt problemlerini analiz ederek en uygun ürünlerin tavsiyesini yapacak.
-
Dünyada çok önemli bir trend haline gelen sürdürülebilirlik, özellikle lokal üretimi çok destekliyor. Lokal ve Doğal ürünler kullanılarak yapılan, doğa dostu yeni kozmetik ürünleri 2020‘nin gözdelerinden. Sağlıklı cilt için smoothielere, kahvelere ve çaylara ekstra olarak ilave edilen kolajenin yanında, kolajenli hazır içecek ve yiyecekler de 2020 trendleri arasında olacak.
-
LED ışıklı maskeler, titreşimli temizleyiciler, lenf masajı ve yüz yogası aletleri 2020'lerde ilgi gösterilen araçlar olacak. “Beauty Vending Machines“… Asya‘da ağırlıklı olarak başlayan bu trend 2020‘de dünyaya yayılmaya devam ediyor.
Renkli kozmetikteki yenilikler
-
2000'ler modasını iliklerimize kadar hissedeceğimiz 2020'de güçlü ve canlı renkli farlar ile karşılaşacağız. Özellikle renkli farlar ve paletler bu yıl listemizde olacak. Renklerin adeta gökkuşağı gibi kullanıldığı bu yıl, cesur olmaya hazır mısınız?
-
Dudak parlatıcılarını sonuna kadar abartıyoruz. Birkaç yıl önce mat rujların yerini daha yumuşak, kremsi rujlar almıştı. Şimdi ise dudak parlatıcıları oldukça revaçta… Abartılı miktarda parlatıcı sürülmüş, ışıl ışıl parlayan dudaklar, özellikle yaz sıcaklarında ışıltınıza artıracak.
-
Kaş konusu ise son yıllarda aldı başını gitti. Sadece kaş ürünleriyle bile ön plana çıkan markalar bu yıl stratejilerini değiştiriyor. Yukarı doğru taranmış, uzun kaşların devri sona eriyor. Doğal ama düzgünce taranmış ve şekillendirilmiş kaşlara kendinizi hazırlayın.
-
Su bazlı fondötenleri makyaj çantanıza dahil etmeyi unutmayın. 2020’de doğal yüz makyajı ön planda! Daha hafif formüllere sahip olan su bazlı fondötenler, cilt tonunuzu eşitliyor ve biraz da ışıltı katıyor. Böylece makyajınız belli belirsiz fakat çok etkili duracak.
-
Likit aydınlatıcıları henüz denemediyseniz, araştırmalarınıza başlamalısınız. Elmacık kemiklerinize, burnunuza ve alnınıza sürdükten sonra fondöteninizi uygulayın. Böylece çok daha doğal bir ışıltıya sahip olacaksınız.
-
Önümüzdeki yaz hacim veren maskaralar 3D görünüme sahip olacak. Türkan Şoray kirpikleri geri geliyor. Birkaç kutu takma kirpik edinmeyi ihmal etmeyin. Bu yaz kirpikler adeta boyut atlıyor.
Alışveriş listemize eklememiz gerekenler…
-
Son dönemde popüler olan popo, bacak maskeleri; selülit ürünleri gibi vücut bakım ürünleri bu yıl oldukça iddialı.
-
Taçlar, tokalar derken bu yıl saç bantları 80’li yıllardan ışınlanarak geri geliyor.
-
Tırnaklarda ise geometrik şekiller yükselecek. Zaten bir süredir sevilen bir trend olan geometrik nail-art, oje modasının zirvesine yerleşecek. Tabii ki renkli ojeler ve tırnak aksesuarları da bu trendin önemli tamamlayıcıları arasında bulunuyor.
-
Yüz aksesuarları... Yüzün çeşitli yerlerine simetrik veya dağınık bir şekilde yapıştırılan bu aksesuarlar, özellikle yüz hatlarını çok beğenmeyenler için algıyı farklı yöne çekebilecek. Yüze yapıştıracağımız renkli pul payetler ya da inciler özellikle parti sevenlere gelsin.
-
Aromaterapi yağları ve esansiyel yağlar bu yıla damgasını vuruyor. Fakat bu konu oldukça ayrıntılı ve derin olduğundan başka bir zaman yeni bir yazı ile ayrıntıları paylaşacağız.
Makyajda canlı renkler ön planda... | renkli farlar... | Dior make up 2020 |
---|---|---|
Bella Hadid |
Popo ve bacak maskeleriSon dönemde popüler olan popo, bacak maskeleri | Nail-ArtGeometrik vurgular | Valentino Spring 2020 |
---|---|---|
DiorSaç Bandı | Aromatik yağlar... |
YENİ YILDA;
YAŞININ İYİSİ OL
Esra SAYIN
Güzel ve bakımlı olma arzusu, insanoğlunun vazgeçilmezlerinden biri.
Güzellik kavramı, geçmişten günümüze çok değişti ve hala da değişiyor.
Yıllar geçtikçe de bu sektör aldı başını gitti. Güzellik ve medikal estetik
sektörü pazarın en büyük paydalarından birine sahip…
Teknolojideki gelişimle birlikte, her yıl estetik konu başlıkları yenilense de; genç, dinamik ve ışıldayan bir cilt ile yıllara meydan okuyan bir vücuda sahip olma isteği hiç değişmiyor.
Yeni seneyle beraber herkes farklı kararlar alıyor. İş ve sosyal hayat haricinde kimi kararlar da fiziki görünümle ilgili oluyor. 2020 yılıyla birlikte, aynadaki görünümümüzden mutlu olmak, geçen zamana rağmen yaşımızı göstermeden ve doğallıktan da çok uzaklaşmadan, neler yapabiliriz? Kendimizle ilgili küçük dokunuşlarla nasıl daha dinamik ve özgün olabiliriz? İşte tüm bunların cevabı ve “Yaşının iyisi” olmayı tercih eden kadın ve erkekler için gelin hep birlikte yeni trendlere bir göz atalım…
-
Doğal ve dolgun dudaklar, orantılı çene…
Kalıcı olmayan dolgu ve botoks sayesinde ameliyatsız estetik uygulamalarla her yıl, yeni bir trend yaratılabiliyor. Bu uygulamalar çerçevesinde 2020’nin öne çıkan en önemli konusu da dolgun dudaklar ve uzun çene. Dolgun dudak ve uzun çene trendinin yüz hatları ile de uyumlu olması halinde daha belirgin yüz hatlarına sahip olunarak kişileri daha güzel ve çekici kılabildiği de bir gerçek. Ancak dudak ve çene dolgusunda abartıya kaçmadan, kişinin yüz, ağız ve diş yapısına göre yapılması gerekiyor. Özellikle dudak dolgusunun büyük fark yaratan minimal bir işlem olduğunun altını çizmekte fayda var. Unutmayın; Üst dudağın tam ortasında bulunan eros yayı kıvrımının daha belirgin halde olması önemli. Altın oran hesaplamalarıyla hacim kazandırılan dudaklarda alt dudak kalınlığı 2, üst dudak kalınlığı 1 oranı kullanılarak tasarlanır.
-
Madonna’nın izinden gitmeyin! Dünyanın en büyük yıldızlarından Madonna’nın elleri yaşının çok ilerisinde. Şarkıcı, bu soruna parmakları açıkta kalan eldivenlerle çözüm buluyor. Ellerin çok fazla su, kimyasal bileşen gibi faktörler yüzünden hızla yaşlandığını biliyor muydunuz? Artık bilinen bir gerçek var; boyun ve eller yaşlanmanın bir numaralı işareti. Ne kadar uygulama yaptırırsanız yaptırın bu iki bölge yaşlanmanın ilk belirtilerini göstererek göze batıyor. Hal böyle olunca da uzmanlar buna çözüm bulmanın yollarını arıyor. Artık Türkiye'de de yepyeni bir uygulama başladı; Volite. Deri kalitesini tek seferde uzun süreli geliştirebilen bir nem enjeksiyon uygulaması ile ciltte çapraz bağlı hyalüronik asit içeren malzeme sayesinde, deri altında su tutulmasını sağlarken aynı zamanda cildin elastikiyeti de artıyor. Etkinlik süresi 9 aya kadar devam bu uygulama ile özellikle kuru ve yıpranmış ciltler fayda sağlıyor. Diğer cilt tipleri için ise koruma amaçlı yapılıyor. Ve son dönem sadece yüz bölgesinde değil el ve boyun bölgelerinde de uygulanabiliyor. Birçok kadın cildi için nemlendirici kullanıyor, fakat artık tek uygulamayla dokuz aya kadar etkisi süren ve son yıllara damgasını vuran bir uygulama olan Volite ile hidrasyon için ayrı, elastikiyet için ayrı, pürüzsüzlük için ayrı uygulamalara gerek kalmadan, cilt kalitesi artıyor ve cilt derinlemesine nemlilik kazanıyor. Volite kısa süreli ve daha uzun etkili bir yöntem!
-
Yenilikçi lazer sistemi Endolift Lazer Ağı ile özellikle yüz, çene, boyun bölgelerindeki sarkmalar ile gözaltında oluşan torbalanmalardan cerrahi operasyona gerek kalmadan kurtulabilmek mümkün! Uygulama ile sadece 45 dakika süren bir seansla; yüz şekillendirme, boyun çizgilerini sıkılaştırma, çene hattı belirginleştirme, gıdı eritme ve sigara çizgilerini ortadan kaldırma işlemlerinde anında sonuç alabilirsiniz. Yara izi, morarma ve şişme gibi sorunlarla karşılaşmadan, hayatımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz.
-
Son yıllarda meme ve popo büyütme işlemlerinde kullanılan, sağlık açısından ciddi riskler barındıran protezlerin yerini 2020 yılında daha çok yağ enjeksiyonları alacak. Kişinin vücudundan alınan yağ dokularını enjekte ederek gerçekleştirilen meme ve popo büyütme operasyonları, yabancı bir madde içermediği için alerjik reaksiyon riski de taşımıyor. Uygulamaları kök hücreden zenginleştirilmiş yağ enjeksiyonlarıyla destekleyerek, yüzde 70 oranında daha hızlı ve kalıcı bir etki sağlanabiliyor.
-
Vücut şekillendirme yöntemleri; ameliyatlı ve ameliyatsız olarak ayrılıyor. Ameliyatlı vücut şekillendirme dünyada ikinci en sık yapılan operasyon olan Liposuction. Ve 2020’de de bu böyle devam edecek. Dünyada en sık uygulanan ameliyatsız bölgesel zayıflama uygulaması ise; Coolsculpt denilen Soğuk Lipoliz Cihazıdır. Coolsculpt bir başlık ile konulan bölgede cildi koruyarak sadece cilt altı yağları soğutarak, o bölgede ki yağlarda kalıcı olarak yaklaşık % 25-30 azalma sağlıyor. Özel tasarlanmış başlıkları sayesinde gıdı, kol, karın, sırt, bacak gibi birçok bölgeye uygulanabilmekte. Uygulama süresi her bir alan için yaklaşık 35 dakikadır ve uygulama sonrası sosyal hayatı kısıtlayıcı bir sorun yaratmamakta. Etki, ortalama 2-3 ay sonra görülür. Seçenekler bununla kısıtlı değil. “Son bir yılda bölgesel zayıflamada hem kas hem de yağ dokusuna etkili bir cihaz olan Emsculpt da oldukça revaçta… Emsculpt, elektromanyetik dalgalar yardımı ile uygulanan bölgede ki kas dokusunun sinirlerini uyararak o kasların ortalama 30 dakikada 20 bin kez kasılmasını sağlamakta. Bu uyarı sonucu çok hızlı şekilde çalışan kaslar enerji ihtiyacının çevre dokuda ki yağ dokularını yakarak elde etmekte. Böylece hem kas gelişimi olmakta hem de yağ yakımı olmakta. Büyük başlıkları ile karın ve popo bölgesine, küçük başlıkları ile de kol ve bacak bölgesine uygulama yapılabilmekte. Yapılan çalışmalar sonucunda 4 seanslık Emsculpt tedavisi sonucunda % 16 kas gelişimi ve % 19 yağ azalması gösterilmiş.